CHP‘li Orhan Sarıbal: Kastamonu Şeker FABRiKASI’NI ÖZELLEŞTİRMEYECEĞİZ!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım Politikalarından ve Tarım Örgütleri‘nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP döneminde Kastamonu Şeker Fabrikası’nın “özelleştirme“ kapsamından çıkarılacağını, şeker “ithal“ edilmeyeceğini söyledi.
CHP Kastamonu İl Başkanlığı’nın bir çalışması olarak bu ay (mayıs) başında internet üzerinden yayın yaşamına başlayan CHP Kastamonu TV’ye konuk olan Sarıbal, yaklaşık bir saat süren izlencede Kastamonu çiftçisinin tek güvencesi olan Kastamonu Şeker Fabrikası‘na ilişkin konuştu.
Sarıbal şunları söyledi:
“Türk Şeker’in bugün satılan fabrikaların bazılarına el koyması, sürece müdahale etmesi lazım. Zaten bir kısmı hukuksuzca ikinci kez el değiştirdi, onlara müdahale etmesi lazım. Türk Şeker ne yazık ki bu konuda hükümetin baskısı altında eziliyor, aktif fonksiyonunu yerine getiremiyor.”
“36 fabrikamız vardı, kala kala 14 fabrikamız kaldı. Bu özelleştirmelerden önce şeker üretimi ağırlıklı kamunun elindeydi, ama bugün ne yazık ki şekerde kamudan çok özel sektörün etkisini görmekteyiz. Şeker stratejik bir üründür. Cumhuriyet tarihinde önemli üç beyazdan biriydi. Mustafa Kemal Atatürk 1925’ten sonra şeker fabrikalarını kurdu. Bu fabrikalar sadece fabrika değil, şeker pancarı sadece şeker pancarı değildi. Bugün koronavirüs salgını sürecinde en çok ne lazım oldu? Tabi ki etanol. Etanolü nereden elde ediyorduk? Şeker pancarından elde ediyorduk. Peki ne oldu? Bir anda iktidar etanol için ithalat izni verdi, petrolde kullanılan yüzde 3 payı devre dışı bıraktı, biz dışarıdan etanol ithal etmek zorunda kaldık. Şeker pancarı sadece etanol değildi. Şeker pancarı aynı zamanda oksijendi, istihdamdı, verim artışıydı, posası yemdi. Dolayısıyla şeker pancarı ve şeker çok önemli. Nişasta Bazlı Şeker’e bizi zorluyorlar. Biz iktidara geldiğimizde Kastamonu Şeker Fabrikası’yla birlikte elimizde kalan fabrikaları özelleştirmeyeceğiz. Satılan fabrikalardan kamulaştırabildiklerimizi kamulaştıracağız. Şekeri sınırsız ve sorunsuz üretmeye devam edeceğiz. Şeker pancarını hak ettiği onurlu yerine geri getireceğiz.”
“CHP iktidarında çiftçimizi doğal afetlere karşı korumak için tarım sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi, tarım sigortasının yaygınlaştırılması, tüm üretim biçiminin açık bir şekilde kayıt altına alınarak afet risklerine karşı çiftçinin korunmasını öngören yeni bir sigorta kanununu hayata geçireceğiz. Çiftçi ‘dolu yağdı, kader’ deyip zararı kendisi çekmeyecek. Çiftçi ‘Sel geldi Allah ne yazdıysa o olur’ demeyecek. Biz zararını karşılayacağız. Bugün gençler tarıma gelmiyor, kimse köye kız vermiyor. Çünkü çiftçinin bir sosyal güvencesi yok, gelir garantisi yok. Tüm çiftçilerimizi SGK’ya kaydını yaptıracağız ve tüm primini biz ödeyeceğiz. Bunu yapacağız. Belirli ürünlerde daha tohum toprağa atılmadan alım fiyatını belirleyeceğiz, alım garantisi sağlayacağız, primini başında açıklayacağız. Çiftçi ne ekeceğini, ne kazanacağını bilecek. Her koşulda çiftçimizin yanında olacağız. Bugün kentte ne imkân varsa, onu köye götüreceğiz. Bugün İzmir’de Ankara’da İstanbul’da Adana’da Mersin’deki büyükşehir belediyelerimizin hayata geçirdiği kamucu anlayışı devlet olarak hayata geçireceğiz.”