Sinop: DEMOKRASİ PLATFORMU’NUN AÇIKLAMASI
Sinop Demokrasi Platformu, Sinop Uğur Mumcu Alanı’nda gündeme ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı Eğitim Sen Sinop Şube Sekreteri Kadir Demir yaptı:
“Türkiye, sermaye-devlet-mafya sarmalında devam eden kirli ilişkilerin ve iddiaların ortaya saçıldığı kritik bir süreçten geçmektedir. Son günlerde yoğun şekilde iktidar ve devlet içerisinde görev yapan, Susurluk sürecine ve öncesine kadar birçok isme uzanan mafya- devlet-siyaset ilişkilerine, uyuşturucu ticareti iddialarına, kamu gücünü iktidar mensuplarının da içinde olduğu rant kavgasından pay elde etmek amacıyla kullanmaya, hukuk dışı kirli işler ve ilişkilerin ortalığa saçılmış haline şahit oluyoruz.”
“ABD/NATO destekli oluşturulan kontrgerilla güçlerinin 12 Eylül öncesi ve sonrası karanlık birtakım ilişkiler içinde yeraltı organizasyonları kurduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bugün bir kez daha açığa çıkan milletvekili dövdürme, Kürt işadamlarını katletme, binlerce faili meçhul cinayet, gazete basma, aydınları, gazetecileri öldürme gibi kanlı eylemler de bu vesileyle yeniden ifşa olmaktadır.”
“Susurluk kazasıyla ortaya çıkan, Meclis Araştırma Komisyon raporlarına da yansıyan, ancak o dönemde üstüne gidilmemesi, hesaplaşma ve yüzleşmenin olmaması nedeniyle 1990’lı yılları aşan bir durumla karşı karşıyayız.”
“Daha önce işbirliği ve ortaklık içinde oldukları cemaat ile girdikleri iktidar-rant kavgası sonrası gelişen 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yaşanan sivil darbe sürecinde tüm kirli çamaşırları ortalığa saçılan iktidar bloğu şimdi de mafya-çete-uyuşturucu ilişkileri yüzünden yeni itiraflarla karşı karşıya. Bu dönemde yaygınlaşan şiddet politikaları, keyfilik ve hukuksuzluk, ihale kanunundaki sayısız değişikliğin yarattığı denetimsizlik, yağma ve talanın bir sermaye birikim aracı olarak kanıksanması, mafya-devlet-siyaset- tarikat arasındaki ayrımları giderek silikleştirmiştir.”
“İki binli yıllarda iktidara gelen ve bugün Tek Adam Rejimi’ne dönüşen iktidar bloğunun mafya-devlet-siyaset-tarikat ilişkileri iç içe geçmiş, parçalı yapısı tüm ülkeyi hızla uçuruma doğru sürüklemektedir.”
“Ülkemizde uzun süredir Kürt sorununda sürdürülen çözümsüzlük ve savaş politikalarında bu gayri hukuki mafya/kontrgerilla güçlerinin devlet tarafından kullanıldığını bir kez daha açığa çıkarmıştır. Bu konuda barışçıl ve demokratik çözümü reddeden iktidarlar tarafından sürekli terörle mücadele, gayri nizami harp gibi adlarla bu güçler meşrulaştırılmıştır. Ülkemizin temel sorunlarının çözümsüzlüğü hukuk dışı yol ve yapıları güçlendirirken, bu yapılar güçlendikçe demokrasiden, hukuktan fersah fersah uzaklaşma yaşanmıştır. Nitekim içinden geçtiğimiz dönemde anayasanın rafa kaldırılması, ülkenin genelgelerle, keyfi kararlarla yönetilmesi bu sürecin ürünü olarak ortaya çıkmıştır.”
“Öte yandan bu güçler iktidarların desteği ile devlet yetkilerini kullanarak insanlık suçları işlemişler, uyuşturucu trafiğinin başına geçmişler, kanlı cinayetler, çökmeler ile servet/sermaye birikimi yaratmışlardır.”
“Bu sermaye düzeni bütün yönleri ile çürümüş ve çöküşe geçmiştir. Sömürü, yolsuzluk ve mafya/siyaset cenderesinde yıllardır işçiler, emekçiler, kadınlar ve gençler ezilmekte, doğa talan edilmekte, baskı ve sindirme politikaları ile karşı karşıyadır. Açıktır ki, sermaye sınıfının, tek adam rejiminin denetimine giren yargının bu çürümüşlüğün, hukuk dışı ilişkilerin üzerine gitme niyeti yoktur.”
“Türkiye bu karanlık ilişkilerle anılmak ve bunun bir parçası olmak zorunda değildir. Emek, demokrasi, özgürlük ve barıştan yana, ekolojist olan tüm kesimler olarak her gün sosyal medyada bu filmi izlemek zorunda değiliz. Artık dur demenin tam zamanıdır.”
“Bu çürümüşlüğe, devlet-sermaye-mafya-tarikat düzenine karşı emekten yana, laik ve demokratik bir Türkiye, barış içinde birarada yaşam için mücadele etme, sorumlulardan hesap sorma zamanıdır. Düşlediğimiz ülke ve dünyayı kuracak tek şey de emekçilerin, halkın birlikte, örgütlü mücadelesidir. Herkesi bu mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”
“Mafyanın, çetenin, tarikatın ve her tür karanlığın merkezine yerleştiği bu düzenin tuğlasını emekçiler çekecek, duvarı yıkacaklar.”
“İzmir’de HDP İl Binası’na yönelik saldırıyı, bu saldırıya zemin hazırlayan söylem ve politikaları, organize edenleri, planlı saldırının azmettiricilerini, emir verenlerini ve eline silah verenleri biliyor, tanıyor ve şiddetle kınıyoruz. Biz barıştan, demokrasiden, özgürlükten, emekten, eşitlikten ve adaletten yana olanlar; herkesin, her türlü inancın, siyasi düşüncenin demokratik zeminde siyaset yapma hakkını savunuyoruz. Bu hain saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz’ın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Deniz’in önümüze düşen fotoğrafındaki zafer işareti katillerle hesaplaşmasıdır ve on binler, yüz binler olarak onu taşımak için bizim omuzlarımızdadır. Faillerin ve arkasındaki güçlerin bir an önce yakalanarak gerçek adalet önünde hesap vermesini talep ediyoruz. Sinop Demokrasi Platformu olarak devreye sokulan her türden örgütlü kaos planına karşı emek, barış ve demokrasi mücadelemizi yükselteceğimizi kamuoyuna duyuruyor.”
“Avazımız çıktığı kadar bağırmak, yüz binler olup ‘deniz’e akmak ve katillerden yana değil Deniz’lerden yana bir ülke için bir kez daha elimizden ne geliyorsa yüreğimize yükleyip, karşılarına dikileceğimizi ilan ediyoruz.”