Ahmet Tığlı’nın ‘Şiirlerle Dünya Tarihi Dizisinden 2 Kitabı: TARİH ÖNCESİ VE İLK ÇAĞ – ORTAÇAĞ

Ahmet Tığlı’nın yeni kitabı “Şiirlerle Dünya Tarihi–Tarih Öncesi ve İlk Çağ, Artshop Yayıncılık’ta çıktı.
208 sayfalık kitabın “önsöz’ünde Ahmet Tığlı şöyle diyor:
“Şiirin hiçbir zaman ve hiçbir devirde çekiciliğini kaybetmeyeceğine olan inancımdır. Şiirlerle yazdığım bu tarih elbette anlatı şeklinde olmuştur. Tarihi gerçekleri imgelere boğup, tarihi bir olayı sisler arkasına itip anlaşılamaz hale getiremezdim. Bu nedenle ne kadar edebi bir dil kullanılması gerekiyorsa onu yapmaya çalıştım. / Bilmiyorum benden başka şiirlerle bir tarih y azmak cesaretinde bulunanlar oldu mu? Hiç bir fikrim yok. Burada amacım tarihi olayları keyifli bir şekilde okuyucuya nasıl sunabilirim kaygısıdır. / Şiirlerle tarih yazma çabam İlk Çağ’la bitmeyecek, Ortaçağ da zaten hazır, Yeniçağ ve Yakınçağ’ı da ömrüm yettikçe yazacağım.”
“İlkçağ” kitabından bir siir:
K A Y A Ç L A R I N K A Y I T L A R I
“Yaşam öğrencileri” anlattılar bir bir
Kumdan ve çamurdan kızgın sahilleri
Güneşi engelleyen kalın bulutları
Kabaran denizler çamur deryaları
Yumuşak ve küçüktü yaşam formları
Katman katman üstüste binen kayaçlar
Sıcak yağmurlar yağdırdı bulutlar
“Temel Gnayslar” oluşana değin
Bunlar arkeozoik tortul kayaçlar
Bunlar algler bu bir başlangıç
“Akrep reisler” gelmeden önce
Erken paleozik suyun altında
Milyonlarca,milyonlarca,milyonlarca yıl
Koşan ne bir canlı,uçan ne bir kuş
Mezozoik kayaçlar fosil fosil uç
Son yazılı sayfada pullar kemikler
Leonardo da Vinci’nin sayfalarında
Güç bela bu yaşam boşlukta ıssız
“Tutuşturulmuş bir ateş”yanıp sönerek
İşaret fişeği kayaç kayıtlarında…
* * *
Ahmet Tığlı’nın bu dizideki “Ortaçağ” kitabı da yine Artshop Yayıncılık’ta çıktı.
“Ortaçağ” kitabından bir şiir:
O R T A Ç A Ğ M A N A S T I R L A R I
Britanya’ya ilk gidenler elbette keşiş
Augustine de bir keşişti ve de azizdi
Keşişler ömrünü duaya adar
İncil okur çalışır adanmışlardı.
Çocuk sahibi olmaz evlenmezlerdi
Kiliseye giderlerdi günde sekiz kez
Yemek pişirir temizlik yapar çalışırlardı
Manastır bahçesinde günler geçerdi.
Birader Andrew İrlandalı keşiş
Marangozdu sandalye masa yapardı
Mum ışığında çalışır gözleri yanardı
Manastır kapıları hiç te boş kalmaz
Aç hasta kim varsa kapı önünde
Birader James’in şifalı bitkileri
İyi eder James çok şey bilirdi.
Açlar için yemek pişer önce onlar yer
Keşişler tereyağ yemez ekmek yanında
İzin yoktur ya Noel özel gün dışında
Dört ayaklı hayvan eti de yemez keşişler
Andrew sever gevrek esmer ekmeği
Kahvaltıda bezelye fasulye tatlı
Konuşmaz keşişler yasak sofrada
Sessizce yeniden kural gereği