Kastamonu: ÇİFTÇİDEN KIRMIZI ALARM
Kastamonu Ziraat Odaları Koordinasyon Kurul Başkanı ve Taşköprü Ziraat Odası Başkanı Murat Çelik, çiftçinin içinde bulunduğu durumun vahametini gösteren çarpıcı mesajlar verdi.
BAŞKAN ÇELİK’İN “MESAJ”LARI:
- “2022 yılı tarım sektöründe zorlu geçecek. Bu duruma hükümet seyirci kalamaz.”
- “2022 yılı insanımız için zor bir yıl olur, ülke olarak ağır faturalar öderiz. ”
- “Üreticilerimiz elektriğe gelen astronomik zamlar sonucunda yıkıldı.”
- “Çiftçimizi toprağa ısındırmalıyız, korkularını bertaraf etmeliyiz.”
- “Rant için toprak alanların sayısı artıyor, bu durumu seyredemeyiz.”
- “İthalatla ülkeyi doyurma imkânı yoktur, son pişmanlık fayda etmez.”
Kastamonu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur’un “rahatsız” olduğu gerekçesiyle katılamadığı toplantıda, Taşköprü Ziraat Odası Başkanı Murat Çelik konuştu:
“Kuraklık ve her yıl yaşadığımız diğer afetler dikkate alındığında bu zamlarla birlikte 2022 yılı tarım sektöründe zorlu geçecek. Bu duruma hükümet seyirci kalamaz. Çiftçimiz zaten gübre ve mazottaki yüksek artışlar nedeniyle sonbahar ve kış ekimini yapamadı. Ekim yapanlar ise gübreyi yetersiz kullandı veya hiç kullanamadı.”
“Yılbaşında yapılan yeni zamlar girdi, maliyetlerini daha da artıracak, girdi kullanımını daha da azaltacaktır. Yeni elektrik fiyatlarıyla sulama da yapılamayacaktır. Sadece sulamadan dolayı çiftçimizin elektrik fiyatları 2 kat arttı. Bu maliyetleri karşılayamayan üreticilerimiz üretimden vazgeçecek, fiyatlar yükselecek, hem çiftçilerimiz hem tüketicilerimiz zarar görecek, gıdaya ulaşım da zorlaşacaktır.”
“Zaten sıkıntı içinde olan hayvancılık sektörü, yem fiyatlarındaki artış, çiğ süt ve karkas fiyatlarının para etmemesi sonucu daha zor günler yaşayacaktır. Sektör yeni bir kriz ile karşı karşıyadır.”
“Maliyetlerin aşırı artması karşısında girdi desteği çok yetersiz kaldı. Bitkisel ve hayvansal üretim yapan üreticilerimize moral verecek yeni destekleri acilen devreye sokmazsak, ülke olarak üretimi değil, ithalatı desteklemiş oluruz. 2022 yılı insanımız için zor bir yıl olur. Ülke olarak ağır faturalar öderiz. Sonra çok pişman oluruz, ancak ahlar vahlar para etmez. 2021 yılının Eylül ayından itibaren gübre fiyatlarındaki aşırı yükseliş beraberinde gübre kullanımında azalmayı getirdi. Artan gübre fiyatları dikkate alındığında, 2021 yılında hububatta dekara 20 lira, diğer ürünlerde dekara 8 lira olan destek çok yetersiz kaldı. Gübre desteğinin bazı ürünlerde gübre maliyetini karşılama oranı yüzde 1’lere kadar düştü. Gübre desteği de anlamını yitirdi. Gübre fiyatlarının yarısının devlet tarafından destek olarak verilmesi sağlanmalıdır.”
“Üreticinin sırtından haksız gelir elde etmeye çalışmak, tarımsal üretime vurulacak en büyük darbelerden birisidir. Diğer önemli bir girdi ise mazottur. Mazot fiyatları, 2021 yılında yüzde 73,8 artarak 6 lira 68 kuruştan 11 lira 56 kuruşa yükseldi. Ancak, 31 Aralık 2021’den 8 Ocak 2022’ye kadar geçen sadece bir haftalık zaman diliminde mazotun litre fiyatına yüzde 19,64 zam yapıldı. Tarımın bu en önemli girdisi 2022 yılının daha en başında 11 lira 56 kuruştan 13 lira 83 kuruşa çıktı ve 1 litre mazot 1 doları geçti. Gıda arzına olan ihtiyacın geçmiş yıllara göre daha da arttığı günümüzde, tarımsal üretimin başlangıcı olan tohumun önemi her geçen gün artıyor. Gıda zincirinin ilk halkası olan tohum, biyolojik ve kültürel çeşitliliğin ise temelini oluşturuyor. Dünyada ve ülkemizde ekim alanları giderek daraldığından, üretimi arttırmanın tek yolu verimliliği artırmaktır.”
“Tohum üretiminin artırılması ve tohum ihtiyacımızın yurt içinden karşılanması önem taşıyor. Sertifikalı tohum üretimi 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8,6 artarak 1 milyon 242 bin 65 tona ulaştı. Sertifikalı tohum üretim miktarının içerisinde en fazla pay alan tohum türü, 500 bin 574 ton ile buğdaydır. Ekilişlerin bu yıl Kasım ayına sarkması ve kuraklık nedeniyle hububat piyasasında görülen aşırı daralma tohumluk fiyatlarını da etkiledi. Kasım ayında piyasada 2020’ye göre buğday tohumluğu için yüzde 75’i, arpa tohumluğu için ise yüzde 100’ü aşan fiyat farklılıkları oldu. Sertifikalı tohum fiyatlarında yüzde 100’lere varan artışlar yüzünden çiftçimizin sertifikalı tohumluk kullanımında ciddi azalma yaşandı. Bu durum rekoltede ve kalitede kayıplara neden olacak. Bu nedenle sertifikalı tohum kullanımına verilen destekler artırılmalı, üretici teşvik edilmelidir. Sertifikalı tohum fiyatları da olabildiğince düşük tutulmalıdır. Ayrıca son yıllarda iklim değişikliğinin de etkisiyle yaşanan kuraklık, tohumun ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı. Özellikle kuraklık riski olan bölgelerde kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerinin daha da geliştirilip çiftçiye ulaştırılması sağlanmalıdır. Çiftçimizi kaliteli tohum kullanmaya teşvik etmek gerekirken, yapılan zamlarla çiftçimiz bırakın kaliteli tohum kullanmayı, tohum bile kullanamaz hale geldi. Bu durum üretime büyük darbe vuracaktır.”
“Üretmek için değil, sadece rant için toprak alanların sayısı hızla artıyor. Bu durumu seyredemeyiz, görmezden gelemeyiz. Acil olarak çiftçilerimizin tarlasını satmasını önleyecek, üretimde kalmasını sağlayacak tedbirleri almalıyız. Taşıma suyla değirmen dönmez. İthalatla ülkeyi doyurma imkânı yoktur. Çok üzülürüz. Son pişmanlık fayda etmez.”